Gönderen admin , 5 Şubat 2011 17:59

Ahirette sorulması muhtemel Kuran Ayetleri

MÜMİNLERİN BİRLİK OLMASININ FARZ OLMASI

Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)


BİRLİK OLUP FİKRİ MÜCADELEDE BULUNMAK

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Al-i İmran Suresi, 104)

MÜMİNLERİN AYRILIĞA DÜŞMEMELERİ

Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. (Al-i İmran Suresi, 105)

FİTNE KALMAYINCAYA KADAR MÜCADELE ETMEK FARZ

Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir. (Enfal Suresi, 39)

DİNİ AYAKTA TUTMAK, AYRILIĞA DÜŞMEMEK

O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13)

İLİM SAHİPLERİNİN DOĞRU BİLGİYİ BİLDİKLERİ HALDE AYRILIĞA DÜŞMELERİ

Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler.Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından Kitaba mirasçı olanlar ise, her halde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (Şura Suresi, 14)

ALLAH’IN RAHMETİNDEN UMUT KESMEK


(Benden onlara) De ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir." (Zümer Suresi, 53)

ÇEKİŞMEMEK, BİRLİK OLMAK

Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

MÜMİNLER BİRLİK OLMAZSA, YERYÜZÜNDE FİTNE ÇIKAR

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.(Enfal Suresi, 73)

MÜSLÜMANLARA SALDIRI OLDUĞUNDA BİRLİK OLUP KARŞI KOYMAK

Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)

SAF BAĞLAYIP, BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMEK

Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saff Suresi, 4)

DİNLERİNİ PARÇA PARÇA EDİP, KENDİLERİ DE GRUPLAŞANLAR

Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir. (En'am Suresi, 156)

FİKRİ MÜCADELE YERİNE AİLE, AŞİRET, TİCARET TERCİH EDİLMESİ

De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 24)
ALLAH'IN HAKİMİYETİ VAAT ETMESİ

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
ALLAH YOLUNDA FİKRİ MÜCADELEDE BULUNMAK

Allah'a ve O'nun Resulü’ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda mücadele edersiniz. Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (Saff Suresi, 11)

Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va'detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Hadid Suresi, 10)

YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUĞU ÖNLEMEK

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler.Onlar, suçlu-günahkarlardı. (Hud Suresi, 116)

HAYRA ÇAĞIRAN BİR TOPLULUK OLMASI
Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Ali İmran, 104)


HAYRA ENGEL OLANLAR, SALDIRGAN VE ŞÜPHECİ OLANLAR

Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine, Hayra engel olan, saldırgan şüpheciyi... (Kaf Suresi, 24-25)

ZAYIF BIRAKILANLAR ADINA MÜCADELEDE BULUNMAK


Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi, 75)

ŞEYTANIN DOSTLARINA KARŞI MÜCADELE YÜRÜTMEK

İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır. (Nisa Suresi, 76)

MÜMİNLERİ MÜCADELE İÇİN HAZIRLAMAK, TEŞVİK ETMEK

Artık sen Allah yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, 'kahredici baskısıyla' daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur. (Nisa Suresi, 84)

MÜCADELE KONUSUNDA GEVŞEKLİK GÖSTERMEMEK

(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 104)

İNKAR EDENLERİ DOST EDİNMEMEK

Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır. (Nisa Suresi, 139)

Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz? (Nisa Suresi, 144)

Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar. Allah, onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Doğrusu onların yaptıkları ne kötüdür. Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır. (Mücadele Suresi, 14-16)

Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur. (Mümtehine Suresi, 1)

KİTAP EHLİYLE EN GÜZEL TARZDA MÜCADELE

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." (Ankebut suresi, 46)

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir. (Nahl Suresi, 125)

Etiketler

adalet (2) adaletsizlik (1) adap (1) ağlamak (1) Ahir zaman (10) Ahir zaman hakimleri (1) ahir zamanda yargı (1) ahiret (2) ahirzaman (6) aile (1) akıl (1) akılcılık (1) alaca karga (1) Alim (1) Allah rasulü (1) Allahperestlik (1) aşiret (1) aydınlık (2) ayetlerdeki mucizeler (1) Bakara Suresi (1) barış (1) Barla Lahikası (1) bayrak (1) beden (1) Bediüzzaman (7) bela (1) bereket (1) bertaraf etmek (1) Berzenci (1) beş duyu (1) bıçak (1) birlik olmak (1) boğuşmalar (1) bozgunculuk (1) bulut (1) bulut parçaları (1) caferi sadık (1) cahiliye dönemi (1) Cennet ehli (2) cihad (1) çatışma (1) çekişmemek (1) Çorumlu Hacı Mustafa (1) Danyal (a.s) (1) Deccal (1) deccaliyet (1) delalet (1) delil göstermek (1) deniz (1) destek olmak (1) devlet idarecileri (1) dikkat açıklığı (1) Din birliği (1) doğru bilgi (1) dünya (2) düşmanlıklar (1) Ebu Abdullah (1) Ebu Bekr (2) Ebu Vail (1) Ehli Sünnet Alimleri (3) Ehli Sünnet Mezhepleri (1) Eski Ahit (1) estetik (1) feragat (1) fesad (1) feth etmek (1) fikri mücadele (1) fitne (3) fiziksel özellikleri (1) gafil (1) görme duyusu (1) güneş (1) güzellik (2) güzide (1) Hadim-ül Fukara Abdullah Gürbüz (1) hadis (20) Hadis-i şerif (3) hafıza (1) hakimiyet (1) halk kitlesi (1) Hazreti Mehdi (1) hikmet (1) hikmetli konuşma (1) hurafeler (1) Hüsnü Mübarek (1) Hz Adem (1) Hz Ali (1) Hz Cafer Sadık (1) Hz Davud (2) Hz isa (3) Hz mehdi (52) Hz mehdi dönemi (11) hz mehdi ve talebeleri (2) Hz Mehdi'nin alametleri (2) Hz Mehdi'nin özellikleri (5) Hz Musa (1) Hz Süleyman (1) Hz. Mehdi'nin çıkış alametleri (1) İbni Münavi (1) ihsan (1) ihtiyaç (1) ilim sahibi (2) ilim sahipleri (1) imam (1) İmam Cafer (1) İmam Cafer-i Sadık (4) İmam Muhammed Bakır (1) imam Rabbani (1) iman (1) İncil (1) insaniyet (1) İslam Alemi (1) İslam Alimleri (1) İslam birliği (1) İstanbul (1) işaretler (1) İttihad-i İslam (1) kalp (1) Kalu Bela (1) kan (2) kararlı olmak (1) kargaşa (1) Kastamonu Lahikası (1) kent (1) kerime (1) kervan eh-line (1) keskin dikkat (1) kılıç (2) kılıçlı saldırı (1) kıyamet alameti (2) Konstantiye (1) Kuran ahlakı (1) Kuran Ayetleri (1) Kuran mucizeleri (1) Kuran'da sayılar (1) Kureyş (1) kuşku (1) Kutb-u Azam (1) kutsal kitaplar (1) kutsal kitaplarda Hz Mehdi (1) kuyruklu yıldız (1) maddenin gerçeği (1) mağlup olmak (1) Mahmut Sami Ramazanoğlu (1) marifet (1) Mehdi (2) Mehdi ile ilgili hadisler (19) Mehdi kim (1) Mehdi'nin çıkışı (1) Mehdi'nin geliş tarihi (1) Mehdi'yi beklemek (1) Mehdilik (1) Mehdilik iddiaları (1) melekler (1) mercimek (1) Mısır (2) mucize (1) Müceddid (1) müjdelemek (1) Müminler (1) Mürşit (1) Müslim (1) müslüman (2) namaz (1) Nefsperestlik (1) Nimetullah Hoca (1) olgunlaşmak (1) Ömer (ra) (1) önderlik (1) Peygamber Efendimiz (4) rakam mucizesi (1) Resulullah (s.a.v) (1) Risale-i Nur (1) rivayet (1) sabır (1) Sadakat (1) saf bağlamak (1) Said Nursi (1) saldırı (1) sanat gücü (1) satır (1) sayı mucizesi (1) sevgi (1) sevgisizlik (1) silah (1) söz almak (1) Süfyan (1) şaşkınlık (1) şefkat (1) şehir (1) Şeyh Ali Haydar (1) Şeyh Nazım Adil El Hakkani (1) Taha Suresi (1) takvim (1) talebeler (1) tayin etmek (1) tefekkür etmek (1) tefsir etmek (1) televizyon (1) terk edilmek (1) teveccüh (1) tevhid (1) tevil etmek (1) ticaret (1) Türk birliği (1) Türk Devletleri (1) Türk İslam Birliği (2) umut kesmek (1) ümitsizlik (1) Üstad (1) üstünlük (1) vazife (1) vehbi ilim sahibi (1) yağma (1) Yeni Ahit (1) yumurta (1) zerr alemi (1) zina (1) zuhur (8)