Gönderen admin , 26 Şubat 2011 17:41


Taha Suresi; 114-115 (Müslümanın hafızası çok güçlü, dikkati de çok keskin olacak. Hizmette kararlı olacak)


ADNAN OKTAR'IN KAÇKAR TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI (29 ARALIK 2010)


Adnan Oktar: Taha Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım. 114. ayet; “Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur'an'ı (okumada) acele etme ve de ki: ‘Rabbim, ilmimi arttır.’” Müslümanlar da, ilimlerinin artması için Allah’a dua edecekler. “Rabbim, ilmimi arttır” diyecekler. Biz de Cenab-ı Allah’a diyoruz; “Rabbim, ilmimi arttır”. “Kur'an'ı (okumada) acele etme” demek ki Kuran okunurken düşünerek, tefekkür ederek, yavaş yavaş okumak lazım, anlayarak. “Andolsun, Biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unuttu. Biz onda bir kararlılık bulamadık.” Adem (a.s.)’de Allah iki şeye dikkat çekiyor. Bir, verdiği sözü unutması, iki kararlılık yok. Kararlılık bulamadık, diyor Allah. Müslüman, hafızası çok güçlü olacak, dikkati çok keskin olacak, ikincisi kararlı olacak. Dini yaymada, İttihad-ı İslam’da, Türk-İslam Birliği’nde, Allah’ı sevmede, Allah korkusunda, Kuran’a hizmette kararlı olacak, hiçbir şekilde dikkati dağılmayacak, inşaAllah. 

Gönderen admin , 12 Şubat 2011 17:05

Ahir zamanda deccaliyetin etkisiyle insanların büyük bir bölümü akılcı düşünmekten uzaklaşacaklar, boşluk içinde olacaklar, birçok insani özelliklerini yitireceklerdir


Resulullah (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir: Yakında akıllı bir insanı göremeyeceğiniz bir şekilde, insanların akıllarının kendisi hakkında şaşırıp kalacakları, kör ve sağır bir fitne size yönelecektir. (O zaman) insanlar, hayvanlara benzeyecek şekilde akılları yok olacaktır. Nitekim insanlardan hiçbir kimse, o fitneden saklanabilecek bir sığınak bulamayacaktır. Hiçbir kimsenin "Niçin?" "Niye?" "Yeter artık!" gibi şeyler söylemeye gücü yetmeyecektir. Fitne, bir yerde bitmeden başka bir yerde başlayacaktır. Herkes kendisini bir şey üzerinde sanacak(yani herkes kendisini akıllı, imanlı ve doğru bilecek). Halbuki hiç bir şey üzerinde olmayacaktır... Soyumdan olan biri ortaya çıkıncaya kadar fitnenin girmediği hiçbir ev kalmayacaktır... (Et-Teşrif-i Bil Menun,Melahim ve Fiten Kitabı,Seyyid ibni Tavus Sayfa 68,70,72)

Gönderen admin 17:00


Hz. Mehdi (a.s.) zamanında Kuran ayetlerini yanlış tevil eden ve ayetleri güya delil göstererek din aleyhinde açıklamalar yapan bir takım insanlar olacaktır


İmam Cafer-i Sadık(as) şöyle buyurdu:
Kaim'imiz kıyam ettiği zaman Peygamberin(s.a.a) cahiliyet cahillerinden görmediği şeyleri, (kendi zamanının) insanlarının cahillerinden görecektir.
Fuzeyl şöyle arz etti: Nasıl böyle olacaktır? Şöyle buyurdu:
Peygamber(s.a.a) geldiği zaman insanlar; taşlara ve yonttukları heykellere ibadet ediyorlardı. ANCAK KAİM'İMİZ KIYAM ETTİĞİ ZAMAN İNSANLAR,ALLAH'IN KİTABINI ONUN ALEYHİNE TEVİL VE TEFSİR EDECEKLER. O'NA KARŞI ALLAH'IN KİTABINDAN DELİL GETİRECEKLER. Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi Cilt:3 Sayfa:500 , Bihar Cilt 52 Sayfa:362)

Gönderen admin 16:25


Hz. Mehdi (a.s.) hikmetli konuşmaları, olayların özüne inen anlatımlarıyla tanınacaktır


...Hz. Mehdi (a.s.)) Hikmet zırhını büründü, onu bütün adabıyla; teveccüh, marifet ve feragatle kuşandı. Hikmet onun nezdinde yitiği, hep istediği ihtiyacıdır. ... (Nech-ül Belağa 182.Hutbe)

Gönderen admin 16:05


Allah ahir zamanda, Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle insanlara aradıkları sevgi ve şefkat gibi insani duyguları yeniden tattıracaktır


HZ. MEHDİ (A.S)'IN ZUHURU HAKKINDA BUYURMUŞTUR. "DÜNYA İNATTAN SONRA YAVRUSUNA ŞEFKATLE DÖNEN ısırıcı deve GİBİ ŞEFKATLE BİZE DÖNECEKTİR." (Daha sonra şu ayeti okudu:) "Biz yeryüzünde zayıf bırakılanlara ihsanda bu¬lunmak, onları imamlar ve varisçiler kılmak istiyoruz.”(Kasas Suresi, 5) (Nech-ül Belağa Hikmetli Sözler 209)


Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin 15:35


Peygamberimiz (sav) Hazretleri, İstanbul'un hiç kan akıtılmadan sadece Allah'ı anarak ve Allah'ı birleyerek feth edecek olan müslüman bir topluluğun varlığını haber vermiştir

Resulullah Efendimiz bir gün ashabına şöyle sordu; Allah ona salat ve selam eylesin:
SİZE BİR ŞEHİR ANLATACAĞIM. ONUN DURUMU ŞÖYLEDİR: BİR YANI DENİZE AÇILMIŞ, BİR YANI DA KARADA.
ARANIZDA BÖYLE BİR KENTİ GÖREN, BİLEN, DUYAN VAR MI?”
Şöyle dediler:
Öyle bir yerin olduğunu duymuşuz. O YER, BAKIMLI BİR YER OLMALI. Şimdi yıkılıp gitti mi acaba!
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
“... İshakoğulları ile yetmişbin kişi o kente gelecek;  GELECEKLERİ BU KENT, KONSTANTİYE’DİR. O KENTİ, BU ORDU ALIR.
ONU ALIRKEN; NE KILIÇ KULLANIRLAR, NE OK, NE DE BAŞKA BİR SİLAH… KENDİLERİNE KARŞI DURANLARI ZİKİRLER (YANİ: KELİME-İ TEVHİD OKUYARAK) YIKARLAR, PERİŞAN EDERLER. ŞÖYLE Kİ: HEP BİR AĞIZDAN TEKBİR GETİRİRLER; ÖNCE: LA İLAHE İLLALLAH DERLER, SONUNDA İSE: ALLAHÜ EKBER DERLER… BUNUN ÜZERİNE, O ŞEHRİN DENİZ YANI DÜŞMEYE BAŞLAR. AYNI  TEHLİLİ (YANİ TEVHİD SÖZÜNÜ TEKRARLARLAR) VE TEKBİRİ BİR DAHA OKURLAR; KALAN YANI DA TAMAMEN DÜŞER. O SESİ DUYANLAR SAKIN Kİ : KIYAMET KOPUYOR. BU DURUMDA O KENT, NASIL DÜŞMESİN; NASIL YIKILMASIN. ÜÇÜNCÜ KERE YİNE YÜCE HAKK’I ANMAYA BAŞLARLAR; KENT TAMAMEN AÇILIR, İÇERİ GİRERLER. 
(Muhammediye Kitabı , Yazıcıoğlu Muhammed, s. 442-443)

Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin 15:33

Ahir zamanda insanlar Hz. Mehdi (a.s.)'ın çevresinde toplanacaklardır


"Onun (Hz. Mehdi (a.s.)’ın) zamanı ulaştığında, ... İNSANLAR SON BAHARIN BULUT PARÇALARI GİBİ ONUN ETRAFINA TOPLANIR." (Nech-ül Belağa İlginç Sözler 1)

Gönderen admin 15:31

Ahir zamanda insanların bir kısmı Allah'ın ve ahiretin varlığından gafil olacaklardır


 “DÜNYA HALKI, UYUDUKLARI HALDE YÜRÜTÜLEN KERVAN EH¬LİNE BENZER."(Nech-ül Belağa Hikmetli Sözler 64)

Gönderen admin 14:07

Peygamberimiz (sav) Hazretleri, ahir zamanda ilim sahibi bazı kişilerin toplumda zalimliği ile bilinen insanlarla samimi dostluklar kuracaklarını bildirmiştir

... İŞTE O ANDA EMRi BİL MARUF VE NEHYÜ ANİL MÜNKER TERK EDİLECEK, ZİNA ÇOĞALACAK, ÇOK KAN DÖKÜLECEK, ALİMLER ZALİM KİMSELERLE SAMİMİ OLACAKLAR, DEVLET İDARECİLERİNİN KAPILARINA ÇOK GELİP GİDECEKLER.

Esevadü’l Azam Şerhi Selamül Ahkam, Müellif: Hakimis Semerkandi (Ks), Yasin Yayınevi, S.250

Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin , 11 Şubat 2011 17:30

Hz. Mehdi (a.s.)'ın sadık talebeleri, Allah'ın Kalu Bela'da kendilerinden söz aldığı kimselerdir


Ali bin Ebu Hamza der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “Kâim aleyhisselam (Hz. Mehdi (a.s.)) kıyam ettiğinde halkın çoğu onu inkar edecektir. Çünkü o reşit bir genç olarak zuhur edecektir. Onu (Hz. Mehdi (a.s.)’ı), SADECE ZERR ALEMİNDE ALLAH’IN AHİT ALDIĞI MÜMİNLER KABULLENECEKTİR.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani sf. 247)

Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin 16:40


İmam Caferi Sadık (a.s), Bakara suresi 155. ayetinin Hz. Mehdi (a.s.)'a işaretler taşımakta olduğunu anlatmıştır

Muhammed bin Müslim’den: İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: Kaim’in kıyamından önce belirtiler vardır: Yüce Allah tarafından mümin kullarına belalar gelecektir. Bu belirtiler nelerdir? Diye arz ettim. Buyurdu ki: O, Allah azze ve celle’nin şu buyruğudur. “Sizleri korku, açlık, mal, can ve mahsullerin eksilmesi ile mutlaka imtihan edeceğiz. Ve sabredenleri müjdele.” (Bakara Suresi, 155) BUYURUYOR Kİ: BİZ MÜMİNLERİ MUTLAKA İMTİHAN EDECEĞİZ. ... VE AÇLIKLA, YANİ MAHSULLERİN PAHALILIĞI İLE. MALLARIN AZALMASI YANİ, TİCARETLERİN KESAT OLMASI VE FAZİLETİNİN AZALMASI. CANLARIN AZALMASI YANİ, HIZLI VE ANİ ÖLÜMLER. MAHSULLER(İN AZALMASI) YANİ, ÇİFTÇİLİĞİN AZALMASI VE MEYVELERİN BEREKETİNİN AZALMASI. SABREDENLERİ MÜJDELE YANİ, İŞTE O ZAMAN KAİM ALEYHİSSELAM’IN ZUHURU İLE (ONLARI MÜJDELE) SONRA BANA BUYURDU Kİ: EY MUHAMMED! BU ONUN TE’VİLİDİR. (asıl mana ve yorumu budur). Allah azze ve celle buyuruyor ki: “Onun tevilini sadece Allah ve ilimde derin olanlar bilirler.” Gaybet-i Numani


Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin 14:18

İmam Cafer-i Sadık hazretleri, Hz. Mehdi (a.s.) zuhur ettiğinde birbirine benzeyen 12 bayrağın yükseleceğini söylemiştir

İmam Cafer-i Sadık(a.s) Mufazzal'a şöyle buyurmuştur:
Muhakkak hangisinin hangisinden olduğu belli olmayan ve birbirlerine benzeyen 12 bayrak yükselecektir.

Mufazzal bu sözleri işitince ağlamaya başladı. Şöyle buyurdu: Niçin ağlıyorsun?

Şöyle arz etti: Nasıl ağlamayayım?Çünkü siz şöyle buyuruyorsunuz:Birbirlerine benzeyen on iki bayrak yükselecek ve hangisinin hangisinden olduğu belli olmayacak.

İmam Cafer-i Sadık(a.s), (bulutların arasından) geçmekte olan güneşe bakarak şöyle buyurdu: Şu güneşi görüyor musun?
Şöyle arz etti: Evet.

Şöyle buyurdu:

Allah'a ant olsun ki bizim işimiz güneşten daha aydınlık olacaktır.
(Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi Cilt 3 Sayfa:429   Gaybet-i Tusi s.338 ve Usul-i Kafi Cilt 1 Sayfa:377)

Gönderen admin , 10 Şubat 2011 17:41

Allah nasıl tüm organlar için kalbi imam kılmışsa Hz. Mehdi (a.s.) da ahir zamanda iman edenlerin önderi olacaktır


Ebu Abdullah (İmam Cafer-i Sadık[a.s]) buyurdu ki: "Ey Hişam! Bana Amr bin Ubeyd'e ne yaptığını ve ona nasıl bir soru sorduğunu haber ver.


Hişam (Sorulan bu soru üzerine Amr bin Ubeyd ile aralarında geçen diyaloğu anlattı)dedi ki: Yoksa Allah; kalbi, bedenin diğer organlarının kuşkularını gidermek için mi var etmiştir? (Amr bin Ubeyd) Dedi ki: "Evet!"  Hişam dedi ki: "Allah Tebareke ve Teala senin bedeninin organlarını kendi başlarına bırakmamış, onlara doğruyu belirginleştiren, kuşkulu şeylerle ilgili kesin inancı ortaya koyan bir imam var etmiştir. Bunu yapan Allah, bütün insanları, şaşkınlıklar, kuşkular ve ihtilaflar içerisinde bırakır mı? Onlar için başvuracakları, kuşkuları için çözüm yolları arayacakları, şaşkınlıklarını bertaraf etmesi için sığınacakları bir İmam tayin etmez mi? Senin organlarının şaşkınlığını ve kuşkularını gidermek için başvuracağı bir imam tayin ederken, bütün insanları şaşkınlık ve kuşkular içerisinde unutur mu?


Ebu Abdullah(İmam Cafer-i Sadık[a.s]),güldü ve şöyle dedi: "Ey Hişam! Bunları sana kim öğretti? Dedim ki: "Bunları senden öğrenerek bir araya getirdim. İmam buyurdu ki: "Allah'a yemin ederim ki bu, İbrahim ve Musa'nın suhuflarında yer alan gerçeklerdir."(Usul-i Kafi,Yakub bin İshak El Kuleyni,Cilt 1,Sayfa 229)


Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin , 6 Şubat 2011 17:52

Mısır'da yaşanan kılıçlı saldırılar peygamberimiz (sav)'in haber verdiği, Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerindendir


İbni Ebi Şeybe, Ebi Celd’den tahric etti, O dedi ki: Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takib eder, ve BİRİNCİLER SONUNCULARIN KILIÇLA ÇATIŞMAYA DÖNÜŞÜNÜ KAMÇILAR, ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi’ye evinde oturuken gelecektir. (Kitabül Burhan fi Alametil Mehdiyyil Muntazar, 4.1)

Mısır’da yaşanan olaylarda Mübarek taraftarları protestoculara saldırmaya başlamış, bu saldırılarda KILIÇ, BIÇAK VE SATIR kullanmışlardır. Olayların tıpkı Peygamber Efendimiz (sav)’in hadisinde bildirdiği gibi gerçekleşiyor olması, Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e lutfettiği mucizelerden biridir.


 Kanaltürk Haber, 4 Şubat 2011


Gönderen admin 17:43

Ehl-i Beyt imamlarından İmam Caferi Sadık Hazretleri Hayal vehim ilmini şöyle anlatmıştır


“… Ebu Abdullah (İmam Cafer-i Sadık) dedi ki:” Ey Hişam, kaç duyun var?
Dedi ki “Beş duyum var.”
Buyurdu ki :“Bunlardan hangisi daha küçüktür?”
Dedi ki: “Görme duyusu.”
Buyurdu ki: “Peki görme duyusunun çapı ne kadardır?” 
Dedi ki: "Bir mercimek kadar veya ondan daha küçüktür."
Buyurdu ki :”Ey Hişam! Ön tarafına ve üst tarafına bak ve bana ne gördüğünü bana anlat.”
Dedi ki:” Göğü, yeri, evler, saraylar, kara parçaları, dağlar ve nehirler görüyorum.”

Dedi ki : “ Senin gördüğün bunca varlıkları bir mercimeğin veya ondan daha küçük bir şeyin içine girdirmeye güç yetiren Allah, dünyayı küçültmeden ve yumurtayı da büyültmeden bütün bir dünyayı yumurtanın içine sokabilir.” 
Hişam derhal İmam’a sarıldı; ellerini, başını ve ayaklarını öpmeye başladı ve şöyle dedi: “Bu kadarı bana yeter ey Resulullah (s.a.a)’ ın oğlu!”(Usul-i Kafi, El Kuleyni, Sayfa 104-105)

Video için buraya tıklayın.

Gönderen admin 17:36

Peygamberimiz (sav) Mısır'da yaşanacak olayları detaylı olarak haber vermiştir

Peygamberimiz (sav), ahir zamanda yaşanacak olayların hepsini çok detaylı haber vermiş, adeta bir takvim gibi Hz. Mehdi (as)'ın hangi olaylardan sonra çıkacağını, Hz. Mehdi (as) çıkmadan önce ve çıktıktan sonra neler yaşanacağını anlatmıştır. Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği tüm olaylar Hicri 1400 (1979) itibariyle ardı ardına gerçekleşmiş ve bu haberlerin gerçekleşmesiyle yüzlerce hadisin sahih olduğu net olarak görülmüştür.

Resulullah (sav)'in haber verdiği ahir zaman olaylarından biri de Mısır'da yaşanan kargaşadır. Peygamberimiz (sav) bu kargaşanın hangi olaylardan sonra yaşanacağına varıncaya kadar olayı tüm detaylarıyla tarif etmiştir. Buna göre, iki uçlu bir kuyruklu yıldızın çıkmasının ardından "alaca kargaya" benzeyen bir şahıs Mısır'da kargaşa ve fitnelere sebep olacaktır:

Naim b. Hammad Fiten’de, ve Ebu Cafer, Muhammed b. Ali (ra)’dan tahric ettiler. Buyurdu ki: Abbasi, Horasan’a ulaştığı zaman Şarkta boynuz şeklinde bir yıldız çıkar. Bu yıldız, ilk çıktığında Allah Nuh kavmini helak etmiştir. Hz. İbrahim ateşe atıldığında da çıkmıştır. Firavun kavmi yok edildiğinde ve Yahya b. Zekeriya öldürüldüğünde de görülmüştür. Siz o yıldızı gördüğünüzde fitnelerin şerrinden Allah’a sığının. O YILDIZIN DOĞMASI GÜNEŞ VE AY TUTULMASINDAN SONRA OLACAKTIR. SONRA FİTNELER “ALACA KARGA” MISIR’DA ZUHUR EDİNCEYE KADAR DEVAM EDER. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Peygamber Efendimiz (sav) bu şahsın, fitnelerin yaşandığı ve iki uçlu kuyruklu yıldızın çıktığı dönemde yaşayacağını bildirmektedir. Bahsedilen Lulin kuyruklu yıldızı 2009 yılı Şubat Ayı’nda Dünya’ya en yakın noktadan geçmiştir. Bu yönüyle hadisin, içerisinde bulunduğumuz bu döneme baktığı açıkça anlaşılmaktadır. Dolayısıyla  Peygamberimiz (sav)’in  “Mısır’da zuhur eden alaca karga” benzetmesi Hüsnü Mübarek’e tam olarak uymaktadır.

Peygamberimiz (sav)'in bu şahısla ilgili haber verdiği başka detaylar da bulunmaktadır. Buna göre bu şahıs çökük burunlu olacaktır:

H.30---Deylemi, Ebu Ali Merdani’den (ravi silsilesi ile) O da Ebu Zer’den, O da Resulullah (s.a.v.)’den rivayet ettiler. Buyurdu ki: MISIR’DA KUREYŞ’TEN BİR ADAM ÇIKAR, ÇÖKÜK BURUNLUDUR. MAĞLUP OLUR VE MÜLKÜNÜ ZAİL EDER VE RUM’A KAÇAR. Onları alıp İskenderiyye’ye getirir ve müslümanlarla savaşır ve ilk melhame bu olur.

Resimde de görüldüğü gibi, Hüsnü Mübarek’in burnunda, aynı hadiste tarif edildiği şekilde açıkça fark edilen bir çökme vardır.

Peygamberimiz (sav)'in verdiği detaylar bununla da sınırlı değildir. Peygamberimiz (sav) bu kişinin uzun boylu, geniş omuzlu, askeri gücü büyük olan bir kimse olduğunu da haber vermiştir:

Kab’dan gelen bir başka rivayette de, “Mahzum kabilesine mensup birisi başa geçecek, daha sonra Mevla gelecek sonra da KARŞI GELENİ YOK EDEN, UZUN BOYLU, ÇOK KUVVETLİ, GENİŞ OMUZLU BİR ARABİ başa geçecek... (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, sf 30)

Bu hadiste bildirilen detayların her biri de, yine aynı şekilde tam olarak Hüsnü Mübarek’e uymaktadır.
Örneğin Hüsnü Mübarek “uzun boylu olmayı” Cumhurbaşkanlığı şartlarına ekletmiştir. Kendisi de tıpkı hadiste belirtildiği gibi “uzun boyludur”.

Hadiste belirtilen bir başka özellik ise, bu kişinin “kendisine karşı geleni yok etmesi”dir. Nitekim Mübarek, Devlet Başkanı olduğu seneler boyunca, halka ve özellikle de Müslümanlara yaptığı zulümlerden ve diktatör yönetiminden dolayı “Son Firavun” olarak anılmaktadır.

Peygamberimiz (sav) ayrıca bu kişinin “bedenen kuvvetli ve geniş omuzlu olduğu”ndan da bahsetmiştir. Gerek askeri geçmişi gerekse KENDİSİNE AİT 25 BİN KİŞİLİK BİR ORDUSU olması sebebiyle zahiren kuvvetli olan Mübarek’in, bedenen de kuvvetli ve geniş omuzlu olduğu açıkça görülmektedir.

Resulullah (sav) tüm bu gelişmeleri anlatırken, fitne ve kargaşaların Hz. Mehdi (as)'ın zuhuruyla son bulacağını da müjdelemiştir.

... O'NUNLA (HZ. MEHDİ (AS)'LA) DA FİTNEDEN KURTULACAKLARDIR. (Kitab-ül Burhan fi Alametil Mehdiyyil Muntazar)

... Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, BU FİTNE KALDIĞI YERDEN HEMEN BAŞKA BİR TARAFA YAYILACAK VE BU DURUM BİR MÜNADİNİN SEMADAN SESLENEREK ‘EY İNSANLAR, EMİRİNİZ ARTIK MEHDİ’DİR’ DEMESİNE KADAR DEVAM EDECEKTİR. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, 22)

Peygamberimiz (sav)'in müjdelerine gibi fitnelerle dolu bu korku ve şiddet dolu karanlık dönemin ardından Allah, Hz. Mehdi (as) vesilesiyle tüm insanlığı büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır.

Gönderen admin , 5 Şubat 2011 17:59

Ahirette sorulması muhtemel Kuran Ayetleri

MÜMİNLERİN BİRLİK OLMASININ FARZ OLMASI

Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)


BİRLİK OLUP FİKRİ MÜCADELEDE BULUNMAK

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Al-i İmran Suresi, 104)

MÜMİNLERİN AYRILIĞA DÜŞMEMELERİ

Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. (Al-i İmran Suresi, 105)

FİTNE KALMAYINCAYA KADAR MÜCADELE ETMEK FARZ

Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir. (Enfal Suresi, 39)

DİNİ AYAKTA TUTMAK, AYRILIĞA DÜŞMEMEK

O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13)

İLİM SAHİPLERİNİN DOĞRU BİLGİYİ BİLDİKLERİ HALDE AYRILIĞA DÜŞMELERİ

Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler.Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından Kitaba mirasçı olanlar ise, her halde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (Şura Suresi, 14)

ALLAH’IN RAHMETİNDEN UMUT KESMEK


(Benden onlara) De ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir." (Zümer Suresi, 53)

ÇEKİŞMEMEK, BİRLİK OLMAK

Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

MÜMİNLER BİRLİK OLMAZSA, YERYÜZÜNDE FİTNE ÇIKAR

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.(Enfal Suresi, 73)

MÜSLÜMANLARA SALDIRI OLDUĞUNDA BİRLİK OLUP KARŞI KOYMAK

Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)

SAF BAĞLAYIP, BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMEK

Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saff Suresi, 4)

DİNLERİNİ PARÇA PARÇA EDİP, KENDİLERİ DE GRUPLAŞANLAR

Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir. (En'am Suresi, 156)

FİKRİ MÜCADELE YERİNE AİLE, AŞİRET, TİCARET TERCİH EDİLMESİ

De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 24)
ALLAH'IN HAKİMİYETİ VAAT ETMESİ

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
ALLAH YOLUNDA FİKRİ MÜCADELEDE BULUNMAK

Allah'a ve O'nun Resulü’ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda mücadele edersiniz. Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (Saff Suresi, 11)

Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va'detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Hadid Suresi, 10)

YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUĞU ÖNLEMEK

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler.Onlar, suçlu-günahkarlardı. (Hud Suresi, 116)

HAYRA ÇAĞIRAN BİR TOPLULUK OLMASI
Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Ali İmran, 104)


HAYRA ENGEL OLANLAR, SALDIRGAN VE ŞÜPHECİ OLANLAR

Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine, Hayra engel olan, saldırgan şüpheciyi... (Kaf Suresi, 24-25)

ZAYIF BIRAKILANLAR ADINA MÜCADELEDE BULUNMAK


Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi, 75)

ŞEYTANIN DOSTLARINA KARŞI MÜCADELE YÜRÜTMEK

İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır. (Nisa Suresi, 76)

MÜMİNLERİ MÜCADELE İÇİN HAZIRLAMAK, TEŞVİK ETMEK

Artık sen Allah yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, 'kahredici baskısıyla' daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur. (Nisa Suresi, 84)

MÜCADELE KONUSUNDA GEVŞEKLİK GÖSTERMEMEK

(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 104)

İNKAR EDENLERİ DOST EDİNMEMEK

Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır. (Nisa Suresi, 139)

Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz? (Nisa Suresi, 144)

Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar. Allah, onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Doğrusu onların yaptıkları ne kötüdür. Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır. (Mücadele Suresi, 14-16)

Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur. (Mümtehine Suresi, 1)

KİTAP EHLİYLE EN GÜZEL TARZDA MÜCADELE

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." (Ankebut suresi, 46)

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir. (Nahl Suresi, 125)

Etiketler

adalet (2) adaletsizlik (1) adap (1) ağlamak (1) Ahir zaman (10) Ahir zaman hakimleri (1) ahir zamanda yargı (1) ahiret (2) ahirzaman (6) aile (1) akıl (1) akılcılık (1) alaca karga (1) Alim (1) Allah rasulü (1) Allahperestlik (1) aşiret (1) aydınlık (2) ayetlerdeki mucizeler (1) Bakara Suresi (1) barış (1) Barla Lahikası (1) bayrak (1) beden (1) Bediüzzaman (7) bela (1) bereket (1) bertaraf etmek (1) Berzenci (1) beş duyu (1) bıçak (1) birlik olmak (1) boğuşmalar (1) bozgunculuk (1) bulut (1) bulut parçaları (1) caferi sadık (1) cahiliye dönemi (1) Cennet ehli (2) cihad (1) çatışma (1) çekişmemek (1) Çorumlu Hacı Mustafa (1) Danyal (a.s) (1) Deccal (1) deccaliyet (1) delalet (1) delil göstermek (1) deniz (1) destek olmak (1) devlet idarecileri (1) dikkat açıklığı (1) Din birliği (1) doğru bilgi (1) dünya (2) düşmanlıklar (1) Ebu Abdullah (1) Ebu Bekr (2) Ebu Vail (1) Ehli Sünnet Alimleri (3) Ehli Sünnet Mezhepleri (1) Eski Ahit (1) estetik (1) feragat (1) fesad (1) feth etmek (1) fikri mücadele (1) fitne (3) fiziksel özellikleri (1) gafil (1) görme duyusu (1) güneş (1) güzellik (2) güzide (1) Hadim-ül Fukara Abdullah Gürbüz (1) hadis (20) Hadis-i şerif (3) hafıza (1) hakimiyet (1) halk kitlesi (1) Hazreti Mehdi (1) hikmet (1) hikmetli konuşma (1) hurafeler (1) Hüsnü Mübarek (1) Hz Adem (1) Hz Ali (1) Hz Cafer Sadık (1) Hz Davud (2) Hz isa (3) Hz mehdi (52) Hz mehdi dönemi (11) hz mehdi ve talebeleri (2) Hz Mehdi'nin alametleri (2) Hz Mehdi'nin özellikleri (5) Hz Musa (1) Hz Süleyman (1) Hz. Mehdi'nin çıkış alametleri (1) İbni Münavi (1) ihsan (1) ihtiyaç (1) ilim sahibi (2) ilim sahipleri (1) imam (1) İmam Cafer (1) İmam Cafer-i Sadık (4) İmam Muhammed Bakır (1) imam Rabbani (1) iman (1) İncil (1) insaniyet (1) İslam Alemi (1) İslam Alimleri (1) İslam birliği (1) İstanbul (1) işaretler (1) İttihad-i İslam (1) kalp (1) Kalu Bela (1) kan (2) kararlı olmak (1) kargaşa (1) Kastamonu Lahikası (1) kent (1) kerime (1) kervan eh-line (1) keskin dikkat (1) kılıç (2) kılıçlı saldırı (1) kıyamet alameti (2) Konstantiye (1) Kuran ahlakı (1) Kuran Ayetleri (1) Kuran mucizeleri (1) Kuran'da sayılar (1) Kureyş (1) kuşku (1) Kutb-u Azam (1) kutsal kitaplar (1) kutsal kitaplarda Hz Mehdi (1) kuyruklu yıldız (1) maddenin gerçeği (1) mağlup olmak (1) Mahmut Sami Ramazanoğlu (1) marifet (1) Mehdi (2) Mehdi ile ilgili hadisler (19) Mehdi kim (1) Mehdi'nin çıkışı (1) Mehdi'nin geliş tarihi (1) Mehdi'yi beklemek (1) Mehdilik (1) Mehdilik iddiaları (1) melekler (1) mercimek (1) Mısır (2) mucize (1) Müceddid (1) müjdelemek (1) Müminler (1) Mürşit (1) Müslim (1) müslüman (2) namaz (1) Nefsperestlik (1) Nimetullah Hoca (1) olgunlaşmak (1) Ömer (ra) (1) önderlik (1) Peygamber Efendimiz (4) rakam mucizesi (1) Resulullah (s.a.v) (1) Risale-i Nur (1) rivayet (1) sabır (1) Sadakat (1) saf bağlamak (1) Said Nursi (1) saldırı (1) sanat gücü (1) satır (1) sayı mucizesi (1) sevgi (1) sevgisizlik (1) silah (1) söz almak (1) Süfyan (1) şaşkınlık (1) şefkat (1) şehir (1) Şeyh Ali Haydar (1) Şeyh Nazım Adil El Hakkani (1) Taha Suresi (1) takvim (1) talebeler (1) tayin etmek (1) tefekkür etmek (1) tefsir etmek (1) televizyon (1) terk edilmek (1) teveccüh (1) tevhid (1) tevil etmek (1) ticaret (1) Türk birliği (1) Türk Devletleri (1) Türk İslam Birliği (2) umut kesmek (1) ümitsizlik (1) Üstad (1) üstünlük (1) vazife (1) vehbi ilim sahibi (1) yağma (1) Yeni Ahit (1) yumurta (1) zerr alemi (1) zina (1) zuhur (8)